Card image cap
Daha fazla bilgi

İstanbul 039 da

Gündem:

Gündemin Gölgesinde Kaybolan Sesler: Bilinmeyenin Öyküsü



Gündem, her gün yüzümüze çarpan, kaçınılmaz bir gerçekliktir. Haber kanallarının sürekli dönen ekranları, sosyal medya akışlarımızın sonsuz kaydırmaları ve kulaklarımızda yankılanan tartışmalar; gündem, yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak bu sürekli akan bilgi selinin altında, duyulmayan, görülmeyen, hatta varlığı bile bilinmeyen nice hikaye gizlidir. Gündemin parlak ışıkları altında gölgede kalan bu sesler, aslında gündemi oluşturan mozaik taşlarının çoğunluğunu temsil etmektedir.

Gündem, çoğunlukla büyük olaylar, siyasi gelişmeler, ekonomik krizler ve ünlülerin hayatları etrafında şekillenir. Bu olaylar, doğal olarak, medyanın ve kamuoyunun büyük ilgisini çeker. Ancak bu odaklanma, daha küçük ölçekli ancak aynı derecede önemli olan birçok olayın göz ardı edilmesine yol açar. Örneğin, bir ülkede büyük bir siyasi skandal patlak verdiğinde, kırsal kesimdeki küçük çiftçilerin karşılaştığı kuraklık sorunları, ya da bir şehrin kenar mahallelerinde yaşayan insanların mücadeleleri, gündemin gürültüsünde kaybolup gider.

Bu durum, yalnızca haber medyasının haber seçme süreçleriyle sınırlı kalmaz. Sosyal medya algoritmaları da gündemi belirlemede önemli bir rol oynar. Algoritmalar, popüler konulara ve trendlere odaklanarak, daha az ilgi çekici konuları gölgede bırakır. Bu da, belirli seslerin duyulmasını engellemeye ve var olan toplumsal eşitsizlikleri daha da derinleştirmeye yol açabilir.

Gündemdeki bu odaklanma eğilimi, çeşitli sorunları beraberinde getirir. Öncelikle, toplumun bütünsel bir resmini elde etmemizi engeller. Sadece belirli bir grup insanın deneyimlerine ve bakış açılarına odaklanarak, diğer grupların ihtiyaçlarını ve sorunlarını gözden kaçırabiliriz. Bu da, etkili ve kapsayıcı politikaların oluşturulmasını zorlaştırır.

İkinci olarak, sürekli olarak büyük ve dramatik olaylara odaklanmak, toplumda bir tükenmişlik duygusuna yol açabilir. Sürekli olarak olumsuz haberlerle bombardıman edilmek, bireylerin umutsuzluğa kapılmasına ve toplumsal olaylara karşı duyarsızlaşmasına sebep olabilir. Bu durum, siyasi ve toplumsal katılımı azaltır ve demokratik süreçleri zayıflatır.

Üçüncü olarak, gündemin belirli bir çerçeve içinde şekillenmesi, manipülasyon ve propaganda için bir alan yaratır. Güçlü aktörler, kendi çıkarlarına hizmet eden bilgileri yayarak ve rakip sesleri bastırarak, kamuoyunu yönlendirebilirler. Bu da, gerçekliğin çarpıtılmasına ve yanlış kararların alınmasına yol açabilir.

Gündemin gölgesinde kaybolan sesleri geri getirmek için, daha kapsamlı ve eleştirel bir bakış açısına ihtiyacımız var. Medyanın, farklı seslere ve bakış açılarına yer vermesi, kamuoyunun ise, medyanın sunduklarının ötesine bakarak, farklı kaynaklardan bilgi edinmeye çalışması önemlidir. Yerel haber kaynaklarını takip etmek, topluluk etkinliklerine katılmak ve doğrudan insanlarla etkileşime girmek, gündemin ötesinde gerçekliğin farklı boyutlarını keşfetmemize yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, gündem, toplumun yaşamının ayrılmaz bir parçası olmakla birlikte, onun tarafından sunulan anlatının tek ve mutlak gerçeklik olmadığını unutmamalıyız. Gündemin gürültüsünün altında gizli kalan sayısız ses ve hikaye, aslında toplumsal mozaik için önemli taşlardır. Bu sesleri dinlemek ve onlara kulak vermek, daha adil, daha kapsayıcı ve daha demokratik bir toplum yaratmanın yoludur. Unutulmuş öyküler, gizli sorunlar ve susturulmuş sesler, aslında gündemin gerçek yüzünü ortaya koyan unsurlardır. Onları görmezden gelmek, yalnızca kendimizi değil, geleceğimizi de tehlikeye atmak demektir.